Cunda Despot Evi Balıkesir, Ayvalık’ta yer alan Cunda Adası’nın simge binalarından olan tescilli bir yapıdır. 2018 yılında restorasyonuna başlayarak 14 ay gibi kısa bir sürede tamamladığımız bu proje, mimari proje, inşaat uygulaması ve iç mekan dekorasyonu olarak tarafımızdan üstlenilmiştir. Restorasyon sonrası otel olarak yeniden işlevlendirilmiştir. İtalya’da 107 ülkenin katılımıyla gerçekleşmiş olan yarışmada, Tasarım dünyasının önde gelen ödüllerinden olan A Design Awards 2020’de Kültürel Miras ve Kültür Endüstrisi Tasarımı kategorisinde ortak firmamız olan KHG Mimarlık Dr. Yüksek Mimar Işıl Gençoğlu ile birlikte Altın ödülün sahibi olmuştur.
konum
kullanım amacı
yıl
inşaat alanı
Blok adedi
yapım süreci
katalog
KONUM | : BALIKESİR | CUNDA |
KULLANIM AMACI | : OTEL |
YIL | : 2018 |
İNŞAAT ALANI | : 7.100M² |
BLOK ADEDİ | : 1 |
YAPIM SÜRECİ | : TAMAMLANDI |
KATALOG | : PDF İNDİR |
Tarihçe
Cunda Adası, Ege Denizi’nin kuzeyinde Edremit Körfezi’nde yer alan, tarihi antik çağlara kadar uzanan kültürü, geçmişi ve doğal güzellikleri bakımından eşsiz bir yerleşimdir.
Tarih boyunca Moshinos, Yunt, Yunda, Alibey isimleriyle de anılmıştır. Despot Evi de bu özel adanın anıt eser olarak tescillenmiş simgesel bir yapısıdır.
Yunanistan’ın devlet olduğu gün Rum halkının sevinçten verdiği bağışlarla, Yunan egemenliği altındaki doğum yeri olan Cunda’ya gelen ‘Despot’ (din adamı), 1862 yılında Despot Evi olarak bilinen binayı inşa ettirmiştir.
Despot’un ölümünden sonra Osmanlı Devleti Kiliseden Despot Evi’ni satın alarak Hükümet Binası olarak kullanmaya başlamıştır. 1921 Yılına kadar Despot Evi bu işlevini sürdürmüştür. 1921 yılından 1980 yılına kadar ise öksüzler yurdu ve ilkokul olarak kullanılmıştır. 1980 yılından sonra öksüzler yurdu yeni binasına taşınınca Despot Evi kullanılmamaya başlanmıştır.
1980 yılından itibaren, 2015 yılına kadar; depremler, yangınlar ve gizlice içeri girilerek yapılan yağmalamaların neticesinde bina metruk ve kullanılamaz hale gelmiştir.
Despot Evi metruk ve harap halinden çıkartılarak yeni organizasyon şemasıyla, tarihi yapının özgün dokusuna zarar vermeden bir tasarım ve uygulama işi kapsamında ‘korumanın ve tarihsel sürekliliğin’ bir parçası olarak dünyadaki yerini alması hedeflenmiştir.
Yapısal Müdahaleler
Muhdes ekler sökülmüş, otsu bitkiler temizlenmiştir. Duvardaki boya ve sıvaların tamamı raspa yöntemiyle temizlenmiştir.
Ahşap döşemeler emprenye ahşap döşeme mertek ve aşıklarıyla tamamen yenilenmiştir.
Geçirdiği yangın ve tahribatlar sonucu yok olan ahşap kat döşemeleri emprenye edilmiş ahşap kirişlerle yenilenerek döşemeler oluşturulmuştur. Omurgası ve basamakları kısmen yok olan ahşap merdiven aslına uygun şekilde yeniden yapılmıştır.
Yapının temeli perdelerle desteklenerek güçlendirilmiş, mantolama yapılmıştır. Çatı konstrüksiyonu ve yapı elemanları tamamen yenilenmiştir.
Yapının ilk iki katı sarımsak taşından üçüncü katı ise harman tuğlasından yapılmıştır. Pencere ve kapı söveleri, kat silmeleri, sarımsak taşları ve sütunlar raspa yöntemiyle temizlenmiştir.
Deforme olan yapı elemanları aslına uygun şekilde yenilenmiştir. Tahrip olan ahşap kapı, pencere ve panjurlar aslına uygun olarak masif ahşaptan yeniden imal edilmiştir.
Giriş ve deniz cephesindeki terasları taşıyan sütunlar dış etkenlere ve kötü hava koşullarına maruz kalarak deforme olmuştur. Bu sütunlar aslına uygun şekilde harman tuğlası kullanılarak yeniden yapılmıştır.
Yeni işlevin gerektirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda, mekanik, elektrik, havalandırma, yangın ve sıhhi tesisata ait şaftlar, döşemeler arasında oluşturulan tesisat galerilerinde çözümlenmiştir.
Tavanlarda bulunan detay ve işlemelerin sürekliliğini bozmamak adına odalarda bulunan ıslak hacimler çelik ve ahşap strüktürden oluşan bir sistemle imal edilmiştir.
Yapının strüktürel sisteminin güçlendirilmesine yönelik uygulamalar bağlantı ve gergi çubuklarıyla desteklenerek yapılmıştır. Yapının özgünlüğüne ve fiziksel bütünlüğüne zarar vermeyen bir çalışma yapılması hedeflenmiştir.
Yeniden İşlevlendirme
Bugüne kadar pek çok işleve ev sahipliği yapmış olan Despot Evi, restore edilerek otel fonksiyonuyla günümüze kazandırılmıştır. Mevcut ana bina ve ona hizmet eden Sarnıç yapısı özgün malzeme ve yapım tekniğine saygı duyularak yeniden işlevlendirilmiştir. Mevcut yapıları destekleyen restoran, spa-hamam ve ufuk havuzu gibi ilave fonksiyonlar da yapı kompleksi içinde düşünülmüştür.
Kullanıcıların kolayca hizmetlerden faydalanabilmesi adına, fonksiyonların birbirleriyle bağlantılarının güçlü tutulduğu bir tasarım hedeflenmiştir. Ek olarak yapılan restoran yapısının tasarımında bölgenin özgün malzemelerine de yer verilerek otel yapısı ve çevre dokusuyla entegre olmasına dikkat edilmiştir.
Ana Bina bodrum katta 6 oda, zemin katta 7 oda sofa ve 2 teras, 1. katta ise 7 oda ve teras bulunmaktadır. Binanın katları ahşap omurgalı bir merdivenle birbirine bağlanmaktadır.
Bodrum katta bulunan 6 odanın tasarımında mevcut olan ve kullanılabilir durumdaki yapı elemanları temizlenerek ortaya çıkarılmıştır. Çağdaş malzemelerle bütüncül bir tasarım oluşturulmuştur. Deniz cephesine bakan, önceden su deposu olarak kullanılan alan yeniden düzenlenerek spa odasına dönüştürülmüştür. Böylece bazı odalar farklı nitelikler kazandırılarak özelleştirilmiştir. Zemin katta ikisi suit olmak üzere 7 oda bulunmaktadır. Deniz cephesinde bulunan king suit odanın manzaraya açılan terası mevcuttur.
Birinci katta ise üçü suit olmak üzere toplam 7 oda bulunmaktadır.
Daha önce sarnıç olarak kullanılan deniz cephesine bakan alan yeniden organize edildi ve bir spa odasına dönüştürülmüştür.
Otel fonksiyonunu destekleyici olarak planlanan ilave yapı kompleksi içinde; Roma hamamı, masaj odaları, saunalar, buhar odaları, şok ve macera duşları bulunmaktadır. Spor ekipmanlarının yer aldığı fitness bölümü de bu kompleks içinde tasarlanmıştır. Bu sayede mekanlar arası bağlantı sağlanarak kullanıcı konforu hedeflenmiştir.
Yaklaşık 150 kişilik kapasiteye sahip restoran yapısı, otel kullanıcılarına ve otel harici kullanıma uygun olarak tasarlanmıştır. Restoran konsepti içerisinde şöminenin yer aldığı bir loca,deniz manzarasına hakim olan açık ve kapalı yeme-içme alanları ile bar bölümü düzenlenmiştir. Restoran içerisinde bulunan bar kısmı aynı zamanda bahçede yer alan havuz kullanıcılarına da hizmet vermektedir.
Günümüzde
Tarihi ve kültürel miras kapsamındaki yapıların geleceğe aktarılması, doğru işlevler verilerek tasarlanmasıyla ve kullanımıyla mümkündür. Bir yerin ruhunu devam ettirmek ve kentsel hafızayı güçlendirmek için sürekli bir dinamizm ve sürekli bir yeniden yorumlanmaya ihtiyaç vardır. Tarihte yerini almış çevresine kimlik katan, anıtsal değeri olan Despot Evi’nin günümüzün gerekleriyle yeniden işlevlendirilerek yapının kentsel hafızasındaki varlığının sürdürülmesi hedeflenmiştir.
Despot Evi’nin simgesel özelliği vurgulanarak kentsel odak olması, içinde barındırdığı güçlü imgelerin keşfedilmesi, korunması ve karışıklık içinde gizli kalan yapının kimliğinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir